İzleyiciler

16 Ağustos 2016 Salı

Durum muhasebesi

Asık suratımı çocuklarıma yansıtmadan yaşamaya çalışıyorum son günlerde. Herkes gibi. Gelecekten korkuyorum, "yarın ne olacak" endişesiyle doluyum, haberlerin her biri binbir acı içeriyor falan falan...
Gündemin yanısıra evimin gündemi de ülkeyle benzer. İş yapacağım diye gözlerim pörtlüyor, evle ilgilenemiyorum, ev ahalisi ilgisizlikten yakınıyor. Evin durumu da içler acısı.

Derken, silkelenme vaktimin geldiğini anlıyorum, zira fiziken de ruhen de çöküntüdeyim. Bilgisayarı kapatıp evi topluyorum, temizliyorum, misler gibi kokuyor. Ertesi gün çamaşırları yıkıyorum, ütü yapıyorum, İki kalem iş tam bir günümü alıyor ama değiyor. İşyerinden gelen telefonları açmıyorum, onbeş sene açtım, iki gün açmıyorum, sonuçlarına hazırım.

Fiziki şartlarım biraz olsun insani boyutlara ulaşınca ruhumu tamir etmeye çalışıyorum, yüreğimi sıkan en büyük korku çocuklarımın geleceği...
Okuyorum, düşünüyorum, tartışıyorum. Ve sonuçta bir noktaya geliyorum, mutlu etmiyor ama ayaklarımı biraz olsun yere bastırıyor.

Farkediyorum ki, dünya karşıdakinin elindekini alma üzerine kurulmuş gibi. İnsanoğlu varolduğundan beri kirli siyaset yaşanmış, güçlü güçsüzü sindirmiş, bebeler ölmüş, analar ağlamış. Tıpkı bugün gibi, tıpkı dün gibi... Bosna Savaşı'ndaki gibi, Kurtuluş Savaşı'ndaki, Ankara, Uhud, Kadeş.... ve benim bilmediğim tarihin daha eski dönemlerindeki yaşanan acılar gibi.
Her dönem insanlar, o dönemin teknolojisi ile korkmuş. Zehirden korkmuş, toptan korkmuş, tüfekten korkmuş, atom bombasından, savaş uçağından, misket bombasından bilmemnesinden.

Tarih her dönem tekrarlıyor, benim aklımın erdiğiyle, en yakın geçmişi kıyaslıyorum. 80 darbe öncesi, sağ sol çatışması, sokakta yürümek güvenli değil, her an birileri taranıyor. Her gün birileri öldürülüyor. Darbe sonrası millet solcu avında, gören ispiyonluyor, memuriyetlere son veriliyor, mimlemeler, fişlemeler...
Şimdi? sokakta yürümek güvenli değil, bombalamalar oluyor... Tekrarlamayayım, biliyoruz hepimiz. Darbe girişimi sonrası millet fetö avında, devamı aynı.
Aslında herşey aynı, başlıklar ve kişiler farklı. Bu memleket bunları geçirmiş, bugünleri de geçirecek. yarın başka şeyler olacak.

Her dönem anneler çocuklarından endişeliydi, yarın da endişelenecek. Zannedeceğiz ki, geçmiş daha kolaydı, daha güzeldi. Eskiden elektrikle işkenceyle ölecek korkusu vardı annelerin, şimdi varil varil bombasso yağacak üstüne korkusu var.

Dünya hiçbir zaman cennet olmadı, olmayacak da. Ben üzül üzül kafayı kırma noktasında bu aşamaya geldim, bana biçilen görevi hakkıyla yapmaya çalışıp, zamanım gelince defolup gitmeyi bekliyorum bu dünyadan. Çocuklarım da, benim gibi, annem gibi, anneannem ve diğer atalar gibi Allah'a emanet.

Böyle gelmiş, böyle gider. Çoğu şeylerin olmasına engel olamıyor insan ama elinden geleni de yapması gerek. Allah bize o sağduyuyu ve sabrı verir inşallah.


Küçük prensin çamlarından biri... Azıcık büyümüş, mutlu oldum.


Bir tanesini köstebek kesmiş, musibet hayvan. Ne istedin cancağazımın fidanından.