İzleyiciler

6 Mart 2016 Pazar

Çocuk yetiştirmek zor zanaat

Büyük prensin keyfi yoktu ya, cuma okula gitmedi, asıl nedeninin ingilizce sunumu yapmak istememesi olduğunu bildiğim halde gitmesi için ısrar etmedim.

Diğer çocukların tümü, okulda yapılacak olan kostümlü sunumu heyecanla beklerken, benimkinin kaçıyor oluşu;
Sürekli koşturması, bağırması, çağırması, düşmesi, yaralanması, itilmesi, kakılması;
İlgiye aç olduğu halde, yapmaya mecbur gördüğüm işim ve küçük prensten dolayı O'na vakit ayıramayışım, beni son zamanlarda oldukça düşündürüyor.

Kitap okumuyor, çünkü bizim elimizde kitap görmüyor.
Sporda çok verimli olduğuna inanmıyorum, çünkü sınavda çok başarılı değildi, komutların ne olduğunu sorduğumda bilmiyor, almaya gittiğimde terlemiş bulmuyorum. Halbuki tekvando hocası yerlere göklere sığdıramıyor. Çünkü, ilgisiz dese belki de kurstan alacağım, para kaybedecek. Bkz. bir önceki yazımın son cümlesi :(
Gitar çalmayı sevdiğini iddia ediyor, ama gitarı yalvar yakar eline alıyor. Öğretmeniyle konuştuğumda yavaş gittiklerini düşündüğümü söylüyorum, o da yaşına göre başarılı olduğunu, bu yaşlarda ısrar edilirse bıkıp bırakabileceğini, bu ayarda gidilmesinin doğru olduğunu iddia ediyor. Yine bkz.bir önceki yazımın son cümlesi :(
İngilizceyi sevmiyor, adını soyadını söylemeye aciz.

Ben tek maaşlı bir evin üç çocuğundan biriydim, Ailemin hedefi, ekmeğimi kazanabileceğim bir mesleğe sahip, düzgün karakterli ve ahlaklı olmamdı. Sosyal faaliyetler, kurslar, insanların mutluluk adına yaptıkları işler benim aileme göre gereksizdi, elzem işlerden çalınan vakit gibi görülürdü. Gerçi açlık yaşamış insanlar için müziğe, kitaba, süse, püse para ayırmamak çok ütopik görülmemeli ama insani gereklilikleri veremedikleri için, içten içe ailemi sorumlu tutuyorum. Mutlu değillerdi, mutlu çocuklar yetiştiremediler. (Ama onlar açlık ve yoksulluk gördüler, bizlere yaşatmadılar, Allah ikisinden de razı olsun.)

Spora dair bir geçmişim yok, spora ayıracak param olduğunda gidip bir kulübe üye oldum, şimdi de yapacak vaktim yok.
Müzik de aynı şekilde, uda aşık oldum, çocuklar doğmadan önce kurs aldım, parasını yetiştiremedik, bıraktım, şimdi kurslar biraz daha yaygınlaştı, ucuzladı, biraz daha elime para geçti ama yine vakit yok. Udum gardırobun üstünde eskimekle meşgul.
Güzel kıyafetler giyip süslenmek gereksizler grubundaydı, takdir etmesem de içime işlemiş, bakımlı olmayı beceremiyorum.
Babam yabancı dilin çok önemli olduğunu bilir, öğrenmem için ısrar ederdi. Ama kurs lafı hiç geçmezdi, evde kendi başıma öğrenmeliydim, onu da ben yapamadım.

Şimdi ailemde olduğunu düşündüğüm eksiklikleri kendi çocuklarıma yapmayayım diyorum, ders çalışmak dışında bir hayat olduğunu bilsinler, ruhları yorulduğunda dinlenebilecekleri yöntemler bilsinler, insanlarla diyalog kursunlar, pasif kalmasınlar istiyorum.
Ama bu işin yolunu yordamını bilmiyorum da, çocuğu boğuyor muyum acaba? Kendi göstermem geren alakayı, okula ve kurslara attığım için kendimi suçlu hissediyorum, bunu paylaştığım insanlar çalıştığıma ve bebeğe rağmen idare edebildiğimi söylüyor, ama çocuğumun bu iki konuda da suçu yok ki.

Özetle, çalışmak da, ikinci çocuk da benim tercihim, ceremesini çeken ise büyük prens.
:/

2 yorum:

  1. Bazen ben de kendimi sorguluyorum. Kendi yapamadıklarımızı çocuklarımız yapsın diye uğraşıyoruz ama onlar ne kadar istiyor aslında. Her çocuğun farklı istekleri var. Bilgiç yüzmeyi çok sever ama kendi başına takılmayı istediğinden yüzme kursunda pek bir şey yapmadı. Baskete gitti yine adapte olmadı. Çünkü onun hayata bakışı farklı. Folklore gitti, hasbel kader idare etti. Gitarı bir sene çaldı sonrasında eline almadı. Hepsine de kendi isteğiyle gitmişti ama yapacak bir şey yok. Bize düşen en sevdiğini bulabilmek. Ve sırf aktivite olsun diye aktivite yaptırtmamak. Konuş bakalım oğluşunla, ne istiyor aslında. Anne olma zor anacım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok zor hem de.
      Son zamanlarda çok sorguluyorum bunu. kardeşi doğduğundan beri yeterince ilgilenemiyorum, vicdanım çok rahatsız.

      Sil