İzleyiciler

21 Ocak 2016 Perşembe

iyiyim demek adet olmuş

Halbuki değilim.
Kişisel olarak değilim ama vatandaş olarak hiç değilim.
Haberlere her kulak verişimde lanetler okuyorum.. Her gün bir-iki yeni acı haber, önceki günün acı haberinin cenazesi ve geride bıraktıkları, beynimi ve yüreğimi deliyor.
Düşündükçe midem bulanıyor. Birilerinin pis oyunu, doymak bilmeyen cebi ve midesi yüzünden her gün evlatlar ölüyor, kimi yetişkin, kimi çocuk, hatta bebek!!

Blog ortamında tatsız şeyler yazmaktan kaçınıyorum, gerçi son dönemler yazdım ama. İnsanlar zaten kendi sorunlarından bunalmış, burası biraz kaçış alanı, keyif almaya geliyorlar diye. Geçen günlerde öyle bir şey oldu ki, değil sanal alem, gerçek hayatta da dertleşmenin istenmediğini fark ettirdi bana. Sevdiğim bir arkadaşımı aradım, oldukça bunalmışım, imdat demeye. Anlattım anlattım, (aslında huyum değildir neden çenem düştü anlamadım) lafım bitince "benim de bu aralar çok başım ağrıyor" dedi, geçmiş olsun dedim, bir iki bir şey daha geveleyebildim, kapattık.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
Seneler önce gittiğim bir kursta hoca, ABD de insani ilişkilerin kaybolmak üzere olduğunu, insanların dertlerini anlatmak için "taş" satın aldıklarını, gizlerini, sevinçlerini, kederlerini bu taşlara anlattıklarını söylemişti, biz gülüşmüştük. Arada bir aklıma geliyor.

....
Şu an lapa lapa kar yağıyor. Bir yandan seyretmesi beni mutlu ediyor, diğer yandan açları, evsizleri düşündükçe üzülüyorum. Bu aralar hep böyle, beynimin bir yarısı mutlu olmaya çalışırken diğer yarısı mevcut durumları hatırlatıp "birşeyler yapmalısın" sinyali veriyor. İki düşünce arasında sürmenaj olacak haberi yok.

....
Büyük prensim bu sene ilk kez doğumgünü partisi istedi. Bu cumartesi dedik, hazırlanmaya çalışıyorum. Sınıf arkadaşlarını ve annelerini davet ettik.

İnşallah gönlünce olur, mutlu olur.

6 yorum:

  1. Dünyaya bütün olarak baktıkça insan elindekilere mutlu olurken bir yandan da suçluluk hissediyor. Soğukları çok severim ama evimin sıcacık havasını solurken dışardakileri düşünmemek elde değil.

    Bu arkadaş konusunda çok şanslıyım. En şükrettiğim şeylerden biridir. Ne yazık ki herkes o kadar bencilleşti ki. Bir taraftan da birbirini teselli etmeyi unuttuk. İstese bile yapamaz çoğusu. Oysa sadece dinleyip anlıyorum demek bile ne büyük destek.

    Amma uzattım ha.

    Parti için destek gerekirse söyle yeter. İyi ki doğmuş oğluşun :) Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlıyorum diyecek birine ihtiyacım vardı evet. Kelime karşılığı tam olarak bu. Neyse ki bu krizi aştık şükür.
      Doğumgünü partimizin üzeine kar yağdı. Perşembe cuma okullar tatil oldu, biz de partiyi bir hafta erteledik.
      Hazırlanmaya başlayamadım bir türlü, bebiş bütün vaktimi alıyor. Hatta şu an bile kucağımda uyuyor. İhmal ediyorum burayı da. Yazdıklarınız e-posta ile geliyor, okudum da yazamadım.
      Şu kuzu bi büyüsün, siz beni o zaman görün :D

      Sil
  2. Ne kadar doğru demıs ABD lı araştırmacı ;( kendımızle o kadar doluyuz bır başkasını dınlemeye tahammül edemiyoruz sıkılıyoruz. Oysa nasıl care olurum nasıl rahatlabılırım karsıdakını demek lazım. Care cozum olmak konusunda yetersızlıgımız ıste o evsizlere de yansıyor kı hep ne yapabılırım dusuncesı bızıpasıflestırıyor.
    Guzel ve keyıflı bır doğum gubnu dılerım sıze de. bızım kı gecen gun kreşte yaptı o da yeter dedık ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :( karakterler bozuluyor herhalde Deniz Hanım. Yoksa ne var dinlemekte. İki güzel söz söylemekte :( Dünya koşuşturması bizi insanlıktan çıkartıyor.
      Kreşteyken bizim de orada yapılıyordu partiler. Okulda yasakmış, zorunluluktan iş başa düştü. Hepi topu çocuk partisi diyemedim, gerim gerim gerdi beni. Hayırlısıyla bir atlatsaydık... :)

      Sil
  3. Türkiye'de de pek farklı değil. Yeni okuduğum kitapta psikolog, insanlarla devamlı pozitif ilişkiler içinde olduğunuz da, rahat bir ilişki kurabilirsiniz. Kimse dertlerinizi dinlemek istemiyor maalesef. Gelin bize anlatın, arkadaşlık ilişkileriniz daha sağlıklı devam etsin demiş. Cümleler birebir değil tabi. Aklımda kalanın cümlelere döktüm. (Bu konu üzerinde düşünülüp, sayfalarca yazı yazılabilecek bir konu. Araştırma alanları geniş. Yani bence.)

    Tam olarak ben de böyle düşünüyordum. Ama blog ortamında yazıyorum açıkcası. Tamam içimde birikitirdiklerim, yazıya döktüklerimin kaç yüz katıdır, hesap bile edemem ama iyi geliyor yazmak. Bir kaç kişi de olsa okunması. Yorumlanması. Sayısına önem vermiyorum. Blog ortamında beni olumluya odaklandırabilen güzel insanlar var. Mesela ilk yorumu yapan Handan. Yazmasaydım, o yazmasaydı kendimi bu kadar rahat hissedemeyeceğim zamanların olduğundan eminim.

    Kısacası, ticari bir amacın yoksa, takipçinin olmamasıyla ilgilenmiyorsan, güzel bir iç dökme alanı diye düşünüyorum. Hem olumlu yazıları yazmaya da yönlendirdiğini düşünüyorum. Zamanı gelince.. :)

    Doğum günü kutlu olsun,oğluşunun. Hep mutlu olsun, hep gülsün, hayatı boyunca mutluluktan mutluluğa koşsun! Miniği de sıkıştır, benim yerime. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Off nasıl da doğru. İnsanların neşeli pozitif arkadaşlara ihtiyaçları var, dert dinleyince sıkılıyorlar. Ama ne acı, para verip dert anlatmak. Psikoloji bu değil ki, işi ticarete dökmüşler.
      Geri dönebilseydim psikoloji yazardım herhalde, çok da keyifli okurdum. Bir- iki tahtayı kırardım kesin ama olsun.
      :)
      Doğumgünü dileklerin için çok teşekkürler.

      Sil